LİDERLİK NEDEN BU KADAR ZORLAŞTI?
- Yasemin Manavbaşı
- 29 Kas
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Kas

Ve Bu Yeni Dünyada Dayanıklılık Neden En Kritik Liderlik Yetkinliği?
Yasemin Manavbaşı – Executive Resilience
Bugünün dünyasında liderlik hiçbir zaman olmadığı kadar zorlayıcı.Hız, belirsizlik, sürekli değişen beklentiler ve yeni neslin iş yapma motivasyonu…Tüm bunlar, özellikle üst düzey roller için liderliği ağır bir “görünmez yük” haline getiriyor.
Kurucular, CEO’lar, direktörler ve üst düzey yöneticiler bana en çok şunları söylüyor:
“Herkesin derdi bana geliyor.”
“Stratejik kararları ben veriyorum ama duygusal bedeli de ben ödüyorum.”
“Yönetici olmak artık teknik değil, tamamen psikolojik bir iş.”
“Takımı yönetmekten çok, insanın duygusunu yönetiyorum.”
Görünen o ki bu sadece bireysel bir algı değil; dünya da bunu doğruluyor.
Boston Consulting Group’un (BCG) yaptığı global araştırmaya göre yöneticilerin büyük çoğunluğu, rollerinin hiç olmadığı kadar zorlaştığını söylüyor. Agile dönüşüm, duygusal zeka derken iş yükü ile birlikte duygusal yük de artıyor.
Aslında mesele tam da bu:Yöneticilik ve liderlik artık yalnızca işi yönetmek değil, yüksek baskı altında insan psikolojisiyle de uğraşmak demek.Tam da bu yüzden dayanıklılık, sadece bir “soft skill” değil, liderliğin çekirdeği hâline geldi.
PEKİ BU ZORLUK NEREDEN GELİYOR?
Son yıllarda yönetici rolleri üç temel baskı altında kaldı:
1) Duygusal Yükün Artması
Ekiplerin kaygısı, tükenmişliği, motivasyonsuzluğu, hepsi yöneticinin zihninde birikiyor.Ve çoğu zaman liderler bu yükü kimseyle paylaşamıyor.
2) Belirsizliğin Sürekli Artması
Pandemi sonrası iş modelleri, değişen çalışma kültürü, ekonomik dalgalanmalar.Lider “karar veren” rolünde kalırken, karar ortamı her geçen yıl daha karmaşık hâle geliyor.
3) İnsan Yönetiminin Psikolojik Derinliği
Yöneticilik artık Excel değil; duygu regülasyonu, çatışma yönetimi, güven inşası…Yani insan davranışının en zor döngüleriyle 7/24 temas.
Bu gerçekler, liderlik rolünü teknik bir pozisyondan çıkarıp “psikolojik dayanıklılık testi” hâline getirdi.
İYİ ÇALIŞAN ≠ İYİ YÖNETİCİ ≠ İYİ LİDER
Bu seviyelere gelmek için yıllarca emek verdiniz.Çalıştınız, ter döktünüz, kriz yönettiniz, fedakârlık yaptınız.Bugün bulunduğunuz konum kolay kazanılmadı — bunu en iyi siz biliyorsunuz. Ve evet, önünüzde hâlâ çözülmesi gereken denklemler var.Çünkü kariyeriniz boyunca elde ettiğiniz tüm başarılar, terfiler ve güçlü uzmanlık bileotomatik olarak iyi bir yöneticilik ya da liderlik getirmeyebiliyor.
Pandemiden sonra ise bu denklem daha da karmaşık bir hâl aldı.İş dünyası değiştikçe, liderlik sadece uzmanlığın devamı olmaktan çıktı; liderin hem kendisini hem de ekibini duygusal açıdan yönetmesini içeren ve psikolojik dayanıklılık gerektiren ayrı bir mesleğe dönüştü.
Bugün birçok üst düzey yönetici şunu fark etmiş durumda:
· Teknik başarı liderlik için yeterli değil.
· İnsan yönetimi tamamen farklı bir beceri seti gerektiriyor.
· Yönetici olmak, başkalarının kaygısını, duygusunu ve motivasyonunu taşımak demek.
· Ve bu yük her yıl daha da ağırlaşıyor.
Bu yüzden çok güçlü uzmanların bile yöneticilik rolünden uzak durmak istemesi şaşırtıcı değil.Kimse yanlış taşınan bir duygusal yük nedeniyle tükenmek istemiyor.
Ama gerçek şu ki: İyi liderlere her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
Dolayısıyla çözüm “liderlikten kaçmak” değil; liderlik yükünü doğru dayanıklılık kaslarıyla taşımayı öğrenmek.
Dayanıklılık geliştirilebilir bir beceri — doğru çalışıldığında sizi hem korur hem de etkili bir lider yapar.
Executive Resilience yani Dayanıklı Liderlik tam olarak bu noktada devreye giriyor.
Tanışmak ve Executive Resilience Programı’nın liderlik yolculuğunuzda size nasıl destek olabileceğini keşfetmek isterseniz 👉 Tanışma seansınızı buradan planlayabilirsiniz.
Görüşmek üzere
Yasemin



Yorumlar